
FALİYETLERİMİZ VE PROJELERİMİZ
DAHA İYİ BİR ÇEVRE SENİNLE BAŞLAR
Daha iyi bir çevre seninle başlar projesini 2019 yılında gerçekleştirdik.
Projenin Amacı:
1- Hatay’da iklim değişikliği konusunda farkındalık oluşturulması ve iklim değişikliği ile mücadeleye başlamaktır.
2-İklim değişikliği konusunda farkındalık geliştirme eğitimleri verilmesi, iklim değişikliği konusunda hedef kitlenin tutum ve davranışların değişmesinin sağlaması, eğitim süresince uygulanan programın yaygın etkisinin artırılması ile yerel yönetimlerde iklim değişikliği konusunda farkındalık düzeylerinin arttırılması için etkinlikler organize edilmesini,
3-İlgili etkinliklere sivil toplum kuruluşlarının, özel sektörün ve diğer kamu kuruluşlarının katılımını sağlayarak etki alanının genişletilmesini sağladık.
Proje İçin Gerçekleştirilen Faaliyetlerimiz:
- 10 okulda bilgilendirme toplantısı organize edildi,
- Ortaokul ve lise öğrencileri arasında resim, kompozisyon ve fotoğraf yarışmaları düzenlendi,
- İklim değişikliğinin insan sağlığına, su kaynaklarına etkileri konulu il düzeyinde panel düzenlendi,
- 2 bisiklet turu organizasyonu yapıldı,
- Hassas bölgelerde yaşayan halka yönelik çevre dostu tarım uygulamalar, ormancılık, doğru yakıt kullanımı konularında 4 bilgilendirme toplantısı yapıldı,
- 4 fidan dikimi faaliyeti gerekleştirildi,
- Sosyal medya üzerinden yaygınlaştırma faaliyetleri yapıldı.
ASİ NEHRİ (ORANTES)
Lübnan'daki Bekaa Vadisi'nin doğu kısmında doğar ve Hatay üzerinden Akdeniz'e dökülür. Nehrin toplam uzunluğu 556 km olup, bu uzunluğun 366 km’si Suriye'de, 98 km’si Türkiye'de, 40 km’si Lübnan'dadır.
Asi Nehri, Akdeniz ekosistemindeki endemik balık türleri bakımından en zengin ikinci nehir havzasıdır.
Asi Karaburun Balığı endemik olup nesli tehlike altındadır.
Asi Yılan Balıkları, Eylül ile ocak ayları arasında Saragossa körfezine doğru yola koyulurlar. Bu göç, balıkların Cebelitarık boğazını geçtikten sonra Atlas okyanusunu aşmalarıyla Bermuda Şeytan üçgenin de bulunan Saragossa körfezine varmalarıyla son bulur. Burada 1000 m derinliğe yumurtlar bırakılır. Yumurtalardan çıkan yavru balıklar 2 yıl için de tersine göç ile Asi nehrine gelirler.
Tehditler :
Kirlilik, Susuzluk ve Su sümbülü;
Kirlilik, sanayi atıkları ve kanalizasyon nedeniyle meydana gelmektedir.
Koruma çalışmaları: Asi nehrinin önemi ve sorunları bilimsel çalışmalar ışığında kamu ile paylaşıldı, DSİ, Yerel Yöneticiler, Çevre İl Müdürlükleri, görevlerini yapmaya davet edildi.
KUŞ GÖÇ YOLLARI BELEN - MİLLEYHA
Ülkemiz Özellikle süzülerek göç eden türler açısından, Afrika-Avrupa ve Afrika-Asya doğrultusunda küresel öneme sahip Hatay, kışı Afrika’da geçiren türler için Türkiye’ye giriş kapısı niteliğinde. Süzülerek göç eden göçmen kuşlar Samandağ kıyılarından Belen geçidi aracılığıyla Amanos dağlarını geçerler. Her yıl milyonlarca yırtıcı kuş, leylek ve diğerleri bu rota üzerinden Anadolu coğrafyasına giriş yapıyor.
Hatay da Türkiye de görülen 495 kuş türünden 393 ü gözlemleniyor.
Milleyha(Tuzla) Göleti, Samandağ ilçemizin denizden 200 m içeride bulunan küçük bir gölettir. Çevresinde sazlık alanlar ve tuzcul bataklıklar bulunmaktadır. Göç eden kıyı kuşları için önemli bir beslenme alanıdır. Kıyı kuşlarının gaga yapıları ve bacak boyları sığ yerlerde beslenmeye uygun olduğundan dolayı Milleyha'nın korunması kıyı kuşları için hayati önem taşımaktadır.
Tehditler: Göletin suyunun kanallarla boşaltılması, moloz dökümü, kaçak avcılık faaliyetleri
Koruma çalışmaları: Antakya Doğa Sanat ve Turizm derneği, Subaşı Kuş gözlem Derneği, Samandağ Çevre Koruma Derneği, MKÜ, Hatay Büyük Şehir Belediyesi, Antakya Çevre Koruma Derneği, Milleyhanın ‘Sulak Alan’ ilan edilmesi için çalışmalar yapmaktadır.
GDO (GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMLAR)
Genetiği Değiştirilmiş Organizmaların doğal yollarla aktardıkları gen dışında başka organizmadan gen mühendisliği teknikleri ile gen transferinin yapılması sonucu elde edilen üründür.
Artan dünya nüfusunun gıda ihtiyacını karşılamak üzere zirai ürünlerin verimliliğinin arttırılması, zirai üretimde kullanılan kimyasal maddelere duyulan gereksinimin azaltılması gibi bahanelerle GDO lar üretilmştir. Yapılan bir çok araştırma insan, hayvan ve çevre sağlığına son derece zararlı oldukları görülmüştür. Halen de Dünyanın bir çok ülkesinde açlık artarak devam etmektedir.
Tehditler: Ülkemiz de ve İlimizde GDO lu ürünlerin serbest satılması,
Market raflarında ki ürünlerin üzerinde GDO etiketlerinin olmaması,
Halkın bu konuya yeterince duyarlı olmaması.
Koruma çalışmaları: Basın yayın ve el broşürleri vasıtasıyla, halkın bilinçlendirilmesi çalışmaları, öğrencilerin bilinçlendirme çalışmaları ile beraber Dev Mısır ve Domatesin çeşitli aralıklarla Antakya’nın en merkezi alanında sergilenmesi Antakya Ulu Cami önünde, şişirilmiş dev domates ve dev mısır maketleriyle halkın dikkatini GDO lara çekip, bunların zararlı etkileri hakkında bilgi sahibi olmalarını sağladık.
TAŞ OCAKLARI
Maden Kanununun 18 yılda 28 kere değişmesi ile beraber Taş Ocakları, İlimizle beraber tüm ülkemizin sorunu haline gelmiştir.
2004 yılında ki 3123 sayılı yasada yapılan değişiklikler sonrası 11 yılda 85 bin yeni taş ocağı ruhsatı verildi.
Maden yasasında ki değişikliklerle Taş ocaklarının ÇED sürecinden çıkartılması, Taş ocaklarının maden grubuna dahil edilmesi ve teşviklerden yararlandırılması, kamu yararı gerekçeleri ile zeytinlik bölgelerine yakınlık sınırları ve zeytinlik alanları kavramlarının değiştirilmesi sağlanarak önleri açılmış oldu.
Tehditler: Toz, gürültü, sarsıntı, su kaynaklarının yok oluşu, bitki örtüsünün tahribatı, hayvanların yaşam alanlarının yok oluşu, tarihi eserlerin tahrip olması, meyve ve sebze gelişiminin zarar görmesi, süt üretiminin azalması. ayrıca ruhsatı belirli metraj için alanların buna uymayıp aşırı genişletmeleridir.
Koruma çalışmaları: AÇKD olarak ruhsat aşamasında haberini aldığımız taş ocakları ile ilgili hemen bölgeye gidip alanı kontrol ediyoruz, bölge halkını bilgilendiriyoruz, zararlarını anlatıyor mevcut örnekler gösteriyoruz. Yaptığımız eylemlerle yatırımcıların vazgeçmeleri için baskı yapıyoruz . Hukuki mücadele başlatıyoruz. Kamuoyunu bilgilendirme amaçlı ulusal ve yerel basınla iletişime giriyoruz
6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız asrın felaketi ile birlikte ikinci deprem felaketimiz olan taş ocakları ve beton santralleri tüm yaşamımızı özellikle köy ve kırsal mahalleri büyük ölçüde etkilemeye devam etmektedir. Sayıları hızlı bir şekilde artan taş ocakları ve beton santralleri ile ilgili hukuki süreçlerimiz devam etmekte, ilgili kurumlara ve Cimer’ e şikayetlerimizi yaptık. Ayrıca bilgi aldığımız her mahalle her köyde halkla buluştuk sorunlarını dinledik birlikte yol haritaları çizildik.
NÜKLEER SANTRAL
Nükleer Enerji, sadece bulunduğu bölgenin sorunu olmayıp tüm ülkeyi hatta tüm dünyayı ilgilendiren bir sorundur. Dolayısıyla tüm ekolojik derneklerin buna karşı çıkması, kendi bölgelerinde Nükleer Santrallerin zararlı etkilerini halka anlatması ve bu konuda kamuoyu oluşturması gerekir. Antakya Çevre Koruma Derneği olarak biz de bu bilinçle, Nükleer santrallerin oluşturacağı sorunları, insana, toprağa, suya, denizlere, göllere, havaya vereceği zararları anlatan eylemler, sunumlar yaptık. Meslek odaları, dernekler, sendikalar ve bazı siyasi partilerle beraber 25 tane kuruluşla birlikte Hatay Nükleer Karşıtı Platformu kurduk. Bu platformla Akkuyu da ki santrale karşı güç birliği oluşturduk..
DAÇE bileşeni derneklerle beraber Akkuyu da ki eylemlere aktif katılım göstererek Nükleerin zararları hakkında dikkat çektik, karar vericileri uyardık. Her yıl muhakkak Nükleer ile ilgili çernobil felaketini hatırlatan eylem yapıyoruz.(Dünyanın helvasını dağıtıyoruz vb)
ÇİMNTO FABRİKALRI
2015 yılın da Bozlu, Yukarıokçular bölgesi çimento fabrikası kurulmasını engelleme faaliyetlerinde bulunduk.
Halk bilgilendirme toplantıları ve eylemler yapıldı.
BAZ İSTASYONLARI
2010-2011-2012 yıllarında Hatay da ki köy okullarında ve kahvehanelerde Baz istasyonlarının zararlarını anlattık.
Turunçlu ve Akdeniz mahallesinde nüfus yoğunluğunun çok fazla olduğu yerde kurulan dev baz istasyonlarını mahkemeye taşıdık ve kaldırtma kararı aldırdık.
TIBBİ ATIK
2004-2008 yılları arasında evsel atıklarla beraber konteynerlere gelişi güzel atılan tıbbi atıkların mevzuata göre bertaraf edilmesi için Hatay Tabip odasıyla işbirliğine girilerek yerel yönetimlere baskı yapıldı ve sonucunda mahkemeye taşınarak bertaraf edilmesini sağladık